Anksiyete sicile işler mi? Psikiyatriye gitmek memurluğa engel mi öğretmenliği engeller mi?
Psikoloğa ve Noroloji Doktoru ve Psikiyatriye gitmek sicile işlemez.
İnsanlar, günümüzde hala ruh sağlığına yönelik hizmet almaktan çekiniyorlar. Psikoloğa ya da psikiyatriste gitmeyi sanki bir kusurmuş gibi saklama eğilimindeler. Özellikle ” psikoloğa gitmek sicile işler mi? Psikiyatriye gitmek ilerde sorun olur mu? psikiyatriste gitmek sicile işler mi? ” soruları yoğun bir şekilde soruluyor. Bunun en temel sebebi de damgalanmaktan korkmaları. Biz de Psikoloji Arşiv olarak sizi bu konuyla ilgili bilgilendirmek istedik. Sorumuzun cevabına geçmeden önce bu kaygıların temelinde yatan sorundan bahsetmek istiyorum: damgalanmak.
Damgalama, genel anlamıyla kronik bir hastalık tanısı alan insanlara yönelik olumsuz düşünce kalıpları nedeniyle ortaya çıkan dışlanma ve statü kaybıdır. Ruhsal bozukluk tanısına sahip bireyler açısından damgalama ayrı bir öneme sahiptir. Çünkü erken çağlardan günümüze kadar toplum tarafından en çok damgalanan bireyler ruhsal bozukluğa sahip kişiler olmuştur. Yaşanan bu damgalanma süreci, insanlarda benlik saygısında azalma, sosyal adaptasyonda bozulma, utanç ve suçluluk duygularına neden olmaktadır. Bireyler; damgalanma nedeniyle, sahip oldukları ruhsal bozukluklardan bağımsız olarak eski mesleki ve toplumsal rollerine dönmekte zorlanmaktadır.
Yapılan araştırmalarda psikolojik destek arama sürecinde görülen en önemli engelin çevreleri tarafından damgalanmalarına yönelik yaşadıkları endişe ve korku olduğu belirtilmiştir. İnsanların, damgalanmaya yönelik bir problemle karşılaştıklarında psikolojik destek arama sürecini bitirdikleri veya bu süreci hiç başlatmadıkları ortaya koyulmuştur.
İnsanlar psikolojik destek alırken “ruh hastası, deli, akıl hastası” olarak damgalanmaktan korkmaktadır. Günümüzde bilinçlenme düzeyi artsa bile hala bu sorunlarla karşı karşıyayız. Hal böyle olunca insanların aklında bir sürü soru beliriyor. İşe alınma sürecinde sorun yaşar mıyım?” çünkü dediğimiz gibi damgalanmanın, dışlanmanın en fazla etkilediği grubu ruhsal bozukluk tanısı alan bireyler oluşturmaktadır. O zaman gelin bu sorunun cevabına bakalım.
Bu sorunun cevabını almak için öncelikle adli sicilin tanımını yapmak istiyorum. Adli sicilde, mahkemeler tarafından kesinleştirilmiş mahkumiyet kararı alan Türk vatandaşları ve Türkiye’de suç işleyen yabancıların kayıtları yer almaktadır.
5352 Sayılı Adli Sicil Kanunu’na göre adli sicilde yer alacak bilgilerin bazıları şu şekildedir: “Hapis cezasına mahkûmiyet kararı, koşullu salıverilme kararı, koşullu salıverilmede denetim süresinin uzatılmasına ilişkin karar, Adlî para cezasına ilişkin mahkûmiyet hükmü, Adlî para cezasının ödenmek suretiyle infaz edildiği hususu…”. Kanunda yer alan diğer maddelerde yazdıklarım gibi mahkeme kararı ve suça ilişkin bilgilerle ilgili. Bu yüzden gerisi hukukçuların işi diyerek tüm maddeleri yazmıyorum.
Kanunda da belirtildiği gibi adli sicilde suçlar ve mahkeme kararlarına ilişkin bilgiler yer almaktadır. Psikolojik destek almak, ruhsal bozukluğa sahip olmak bir suç değildir. Bu nedenle psikoloğa gitmek, psikolojik yardım yardım almak adli sicile işlemez.
İnsanların ruhsal bozukluk tanısı almasının ya da psikolojik destek almanın sicile işleyeceğini düşünmelerindeki en temel sorunlardan birinin de adli sicil ile cezai ehliyet durumunun karıştırılması olduğunu düşünüyorum. O yüzden bu konuya da değinmekte fayda var.
Türk Ceza Kanunu ikinci bölümde yer alan “Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler” başlığı altında yer alan 32.madde bizi ilgilendiren kısım. Ceza Kanunu 32.maddesinde:
“(1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur.
(2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi beş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir…” İfadeleri yer almaktadır.
Özetlemek gerekirse ceza kanununa göre bazı ruhsal bozukluk tanısına sahip bireyler hastalığı nedeniyle ceza almaz, cezai ehliyetleri yoktur. Bazı bireyler ise sahip oldukları ruhsal bozukluk nedeniyle daha az ceza almaktadır. Fakat bunların hiçbirinin adli sicil ile ilişkisi yoktur. Cezai ehliyeti sorgulanan hastalar, psikoloğa gittikleri ya da tanı aldıkları için değil suç işledikleri için incelemeye tabii tutulur. Ayrıca psikolog tarafından herhangi bir tanı konulmadığını da belirtmek isteriz.
Ruhsal bozukluk, geçici nedenlere bağlı irade ve bilinç bozukluğu, zeka geriliği, madde bağımlılığı yaşayan bireylerin hukuki ve cezai sorumluluklarını belirlemek adli psikoloji alanına girmektedir. Adli psikolojiyle ilgili daha fazla bilgi almak isterseniz de içerik ekibimizden Ceren Ceylan’ın Adli Psikolog: Mesleki Tanım yazısını okuyabilirsiniz.
Psikiyatriye gitmek memurluğa engel mi – Devlet hastanesi psikiyatri sicile işler mi – Psikiyatriye gitmek askerliğe engel mi? sorularını oldukça sık alıyoruz. Bu soruları tam anlamıyla araştırıp sizlerle paylaşacağız.
Bunun sorulmasının altında yatan temel şey genellikle gelecekteki hayatını olumsuz etkiler mi şeklinde oluyor. Nasıl kalbiniz için, gözünüz için normal bir şekilde doktora gidiyorsanız psikolojiniz içinde destek almanız çok normal. Hastaneye gittiğinizde bir kayıt açtırıp muayene oluyoruz, ancak bu hayatı kökünden etkileyen bir durum değil. Çünkü insan hayatı boyunca depresyona girip ondan kurtulabilir, kaygı bozukluğu yaşayıp üstesinden gelebilir ve sonrasında iyileşir. Bu durum gelecekte kişinin iş hayatını şekillendirecek bir durum haline dönüşmez. Bazende insanlar rapordan uzak durmaya çalıştıkları gibi, hastanede hiç kayıt açtırmak istemiyor. Bu noktada da devlet yerine özel kliniklerde destek alıyor. Bu da tercih edilebilir bir durum, özel klinikleri tercih ederseniz bir kayıt olmayacaktır.
Psikoloji alanından herhangi bir tedavi almanın KBB, dahiliye gibi alanlardan tedavi almayla arasında hiçbir fark yoktur. Sicile işlenen bir durum yoktur. Psikolojik tedavi almak ayıp değildir, suç değildir. Bu tür düşünceler alandan hiç tedavi almamış kişilerin ortaya sürdüğü düşüncelerdir. Gönül rahatlığı ile tedavi alabilirsiniz gelecek hakkında nasıl KBB muayenesi size olumsuz yansımayacaksa Buda yansımayacaktır.